"Şüphesiz ki Allah, çokça tevbe edenleri ve iyice temizlenenleri sever." Bakara Suresi 222. Ayet Meali
"Temizlik imanın yarısıdır." Müslim’in Ebû Mâlik el-Eş’arî (R.A.) den rivayet ettiği bir Hadis-i Şerif
Abdestin farzları, bir
fiilin abdest sayılabilmesi için onda bulunması zorunlu olan ana unsurlar
demektir.
Abdestin farzları ilgili âyette (el-Mâide 5/6) zikredildiği üzere dörttür:
1. Yüzü yıkamak.
2. Kolları dirseklerle birlikte yıkamak.
3. Başı meshetmek.
4. Ayakları topuklarla birlikte yıkamak.
Yüzün sınırı iki kulak yumuşağı, alındaki saç bitim yeri ile çenenin sona erdiği
yer arasında kalan kısım olarak belirlenmiştir. Yüz yıkanırken sakal sık ise
üstünü yıkamak yeterlidir. Abdest alırken parmaktaki yüzüğün altına su alacak
şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını önleyen
maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi gerekir. Dirseklerin yıkanması da
abdestin farzları kapsamındadır.
Başın dörtte birinin el içinin ıslaklığıyla meshedilmesi Hanefîler'e göre
yeterlidir. Başın mesh miktarı Şâfiî mezhebinde daha az iken diğer iki mezhepte
âdeta başın tamamıdır.
Abdestin bu dört farzında Sünnî fıkıh mezhepleri ittifak etmiştir. Ancak Hanefî
mezhebinin dışında kalan diğer üç Sünnî mezhebin buna bazı şartları da ilâve
ettiği görülür. Meselâ niyet bu üç mezhebe göre, abdeste başlarken besmele
çekmek Hanbelîler'e göre, dört farzın âyette sayılan sıraya uygun yapılması (tertîb)
Şâfiî ve Hanbelîler'e göre, bu işlemlerin ara verilmeden yapılması (muvâlât)
Mâlikî ve Hanbelîler'e göre farzdır.
Ca`ferîler, abdestle ilgili âyetin ifade tarzından hareketle ayakların
yıkanmasının değil meshedilmesinin farz olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu görüşe
yakın olan bazı Sünnî âlimler de vardır.
Abdestin farzlarının yerine getirilmiş olması kuşkusuz alınan abdestin fıkhen
geçerli (sahih) olması sonucunu da doğurur. Bununla birlikte kullanılan suyun
temiz ve temizleyici olması, abdest alırken özür durumu hariç abdesti bozan bir
durumun bulunmaması, yıkanması gereken uzuvlarda hiç kuru yerin kalmaması da
gerekir. Bazı ilmihal kitaplarında, abdest alırken yıkanan uzuvlarda iğne deliği
kadar kuru yerin kalmamasının istenmesi, hakiki anlamı değil bu konuda âzami
titizliğin gösterilmesi gerektiğini ifade içindir. Abdest uzuvlarında bulunup
suyun deriyle temasını önleyen maddelerin imkân ölçüsünde temizlenmesi gerekir.
Temizlemede zorluk varsa bunların bulunması abdeste zarar vermez. Boyacı,
marangoz gibi esnafın, sanatkârların el ve kollarında bulunan boyalar böyledir.
Bunlar el ve tırnaklardan kazınmadıkça abdestin geçerli olmayacağının
söylenmesi, bilgiye dayalı fıkhî bir hüküm olarak değil de yukarıda sözü edilen
hassasiyetin abartılı ifadesi olarak anlaşılmalıdır. Aynı şekilde bir uzvu
yıkamak sağlık açısından sakıncalı ise meshedilir, meshetmek de zararlı ise
terkedilir.
Abdestle ilgili bir ayet.
Kur'an-i Kerim Maide(*) Sûresinin 5/6 . Ayetinde
"Ey iman edenler! Namaza kalktiginizda yüzlerinizi, dirseklere kadar kollarinizi
yikayin, basinizi meshedin ve topuklara kadar ayaginizi yikayin.
Eger su bulamazsaniz temiz toprakla teyemmüm edin"