Esasen hükmî-dinî temizlenme ve arınma vasıtası olan guslün sebebi hükmî
kirliliktir. Bu sebeple hükmî kirlilik hali sayılan cünüplük, hayız ve nifas
halleri guslü gerektiren üç temel sebeptir. Ancak bu üç durumun dinî literatürde
büyük kirlilik olarak anılması, bu durumdaki kimselerin dinen necis sayıldığı
anlamına gelmez. Mümin necis olmaz. Hatta müşriklerin necis olduğu meâlindeki
âyet de (et-Tevbe 9/28) onların hükmî kirliliklerine işaret olarak
anlaşılmıştır. Bu sebepledir ki, cünüp olan, hayız ve nifas gören kimselerin
hükmî kirliliği, onların namaz, tilâvet secdesi, Kâbe'yi tavaf, Kur'an'ı eline
alma ve Kur'an okuma, mescide girme gibi belirli ibadetleri veya ibadetle
yakından ilgili fiilleri yapmak için gerekli ruhî ve mânevî hazırlığa sahip
olmadıkları anlamına gelir. Bundan dolayı cünüp kimsenin oruca devam etmesi veya
namaz vaktine kadar yıkanmayı geciktirmesi günah sayılmayıp namazın
kılınabileceği son vakit öncesinde gusletmesi farz görülmüştür. Diğer bir
anlatımla gusül, hükmî kirliliği sona erdirip belirli ibadetleri yapmayı mümkün
hale getiren bir hükmî temizlenme usulünden ibarettir.
1) Cünüplük Nedir ❔
Fıkıh dilinde cünüplük (=cenâbet), cinsî münasebet veya şehvetle meninin gelmesi
(inzal) sebepleriyle meydana gelen ve belirli ibadetlerin yapılmasına engel olan
hükmî kirlilik halinin adıdır. Meni gelsin veya gelmesin cinsî münasebet sonunda
kadın da erkek de cünüp olur. Cünüplüğe yol açan cinsî münasebetin ölçüsü ve
başlangıç sınırı, erkeklik organının sünnet kısmının girmiş olmasıdır. Erkek
veya kadından şehvetle (cinsî zevk vererek) meninin gelmesi cünüplüğün ikinci
sebebidir. Meninin uyku halinde veya uyanıkken, iradî ya da gayri iradî gelmesi
sonucu değiştirmez. Şâfiîler hariç fakihlerin çoğunluğu, cünüplük için meninin
şehvetle gelmesini şart gördüklerinden, ağır kaldırma, düşme, hastalık gibi
sebeplerle meninin gelmesini cünüplük sebebi saymazlar.
Uyandığında ihtilâm olduğunu hatırlamamakla birlikte elbisesinde meni bulaşığı
gören kimsenin gusletmesi gerekir. Buna karşılık ihtilâm olduğunu hatırladığı
halde elbisesinde böyle bir iz görmeyen kimsenin ise gusletmesi gerekmez.
Cünüp olan kimsenin farz veya nâfile herhangi bir namaz kılması, tilâvet secdesi
yapması, Kâbe'yi tavaf etmesi, Mushaf'ı eline alması, camiye girmesi ve orada
bulunması câiz görülmez. Bu kimseler dua ve zikir maksadıyla besmele çekip
Fâtiha, İhlâs, Âyetü'l-kürsî gibi sûre ve âyetleri okuyabilirler. Cünüp kimsenin
bu halini herhangi bir farz namazın ifası vaktine kadar geciktirmesi ve bu arada
yeme içme de dahil beşerî ve sosyal faaliyetlerini sürdürmesi fıkhen câiz ise de
bir an önce cünüplükten kurtulması, bunun için de ilk fırsatta boy abdesti
alması, değilse cinsel organını, el ve ağzını yıkaması tavsiye edilmiştir.
2) Hayız ve Nifas
Hayız (ay başı) ve nifas (loğusalık) kanlarının kesilmesiyle veya bu iki hal
için öngörülen âzami sürelerin dolmasıyla gusül gerekli olur. Bu süreyi aşan
kanamalar özür hali (istihâze) sayıldığından bu tür kanamanın sona ermesi
halinde gusül gerekmez.
Hayız ve nifas halindeki kadının hükmü cünüp kimseninki gibidir. Ayrıca bu
durumdaki kadınların cinsel ilişkide bulunması haramdır, oruç tutması da câiz
değildir. Kadınlara mahsus haller ve bunların fıkhî hükmü aşağıda
anlatılacaktır.
Fakihlerin çoğunluğuna göre, müslümanın cenazesinin -şehid hükmüne tâbi olanlar
hariç- yıkanması gerekir ve bu görev geride kalanlar için cenaze namazı gibi
farz-ı kifâye cinsinden bir dinî sorumluluktur. Bu yıkama bir yönüyle o
müslümanın cünüp olarak ölmesi ihtimaline karşı bir tedbir mahiyetinde ise de
esasen İslâm'ın insana verdiği değerin, müslüman olarak yaşamış bir kimseye
karşı gösterilen sevgi ve saygının bir ifadesidir.
Yeni müslüman olmuş bir kimsenin sırf bu sebeple gusletmesi Mâlikî ve Hanbelî
fakihlerine göre vâcip, Hanefî ve Şâfiîler'e göre ise mendup bir davranıştır.
Cünüp ise gusletmesinin gerekliliğinde ittifak vardır. İslâm dinine giren
kimsenin bu sebeple guslü, geride kalan mânevî kirlilikten ve günahlardan arınıp
yeni bir hayata tertemiz başlangıç anlamını taşır.
Yukarıda sayılanlara ilâve olarak cuma ve bayram namazları öncesinde, hac veya
umre niyetiyle ihrama girerken ve Arafat'ta vakfe için gusletmek sünnet, cenaze
yıkama, kan aldırma, Mekke ve Medine'ye girme, Berat ve Kadir gecelerini ihya
etmeyi isteme, bir toplantıya katılma, yeni elbise giyme, bir günahtan tövbe
etme gibi çeşitli sebep ve durumlarda gusletmek de müstehap görülmüştür.
Gusül Abdesiyle ilgili ayetler.
Guslün farz oluşu Kur'ân-ı Kerim'de şanı yüce Allah'ın:
4. Sure (Nisâ Suresi), 43. Ayet
Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu
olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer
hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan
gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman
temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi
meshedin. Şüphesiz Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.
5. Sure (Mâide Suresi), 6. Ayet
Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar
ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı
yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya
seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya
kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz
bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin).
Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve
üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.