Kur’ân-ı Kerim’e Göre Hz. Âdem’in (as) İlkleri
İlk İnsan (Bakara 2/30)
İlk Peygamber (Bakara 2/30)
İlk Seçilen (Âl-i İmrân 3/33)
İlk Muteallim (Bakara 2/31)
İlk Muallim (Bakara 2/31)
İlk Okuma-Yazma Bilen (Alak 96/4)
İlk Secde Edilen (A’raf 7/11)
İlk Eş (A’raf 7/19)
İlk Cennete Giren (A’raf 7/19)
İlk Sınanan (A’raf 7/22)
İlk Hata Eden (A’raf 7/22)
İlk Tevbe Eden (A’raf 7/23)
İlk Dua Eden (A’raf 7/23)
İlk Aile (Bakara 2/38)
İlk Baba (Mâide 5/27)
İlk Mabed İnşa Eden (Âl-i İmrân 3/96)
İlk Katil Babası Olan (Mâide 5/30)
İlk Maktul Babası Olan (Mâide 5/30)
Yeryüzünde yaratılan ilk insan ve ilk peygamber, bütün insanların babası.
Allahü teâlânın emri ile melekler çeşitli memleketlerden topraklar getirdiler.
Çeşitli memleketlerden getirilen toprakları melekler su ile çamur yapıp insan
şekline koydular. Bu şekilde Mekke ile Taif arasında kırk yıl yatıp “salsal”
oldu yani pişmiş gibi kurudu. Önce Muhammed aleyhisselamın nuru alnına kondu.
Sonra Muharremin onuncu Cuma günü ruh verildi. Her şeyin ismi ve faydası
kendisine bildirildi. Boyu ve yaşı kesin olarak bildirilmedi.
Allahü teâlânın emri ile bütün melekler Âdem aleyhisselama karşı secde ettiler.
Uzun zaman meleklerin hocalığını yapmış olan İblis, kibirlenip bu emre karşı
geldi ve Âdem aleyhisselama karşı secde etmedi. “O çamurdan yaratıldı, ben ise
ateşten yaratıldım. Ondan üstünüm.” iddiasında bulundu. İblis (şeytan) kendini
üstün görüp, kibirlenerek Allahü teâlânın emrine uymayınca gadab-ı ilahiyyeye
uğradı ve Cennet’ten kovuldu.
Âdem aleyhisselam kırk yaşındayken Firdevs adındaki Cennet’e götürüldü.
Cennet’te bulunduğu sırada veya daha önce Mekke dışında uyurken sol kaburga
kemiğinden hazret-i Havva yaratıldı. Allahü teâlâ onları birbirine nikâh etti.
Cennet’te yerleşmelerini ve Cennet’in meyvelerinden dilediklerini yemelerini
bildirdi. Fakat Cennet’te bulunan bin ağaç için, “Bu ağaca yaklaşmayın, bu
ağaçtan yemeyin.” buyurdu.
Âdem aleyhisselam ve Havva validemiz, Cennet’te bin yıl kadar yaşayıp, İblisin
yalan yeminine inanarak yasak edilen ağacın meyvesinden unutarak önce hazret-i
Havva, sonra Âdem aleyhisselam yedikleri için Cennet’ten çıkarıldılar. Âdem
aleyhisselam Hindistan’da Seylan (Serendib) Adasına, Havva ise, Cidde’ye
indirildi. Birbirlerinden iki yüz sene müddetle ayrı kalan Âdem aleyhisselam ve
hazret-i Havva bu müddet içinde ağlayıp yalvardıktan sonra tövbe ve duaları
kabul oldu. Hacca gelmeleri emrolundu.
Arafat Ovasında hazret-i Havva ile buluştu. Kâbe’yi inşa etti. Her sene hac
yaptı. Arafat Meydanında veya başka meydanda kıyamete kadar gelecek çocukları
belinden zerreler halinde çıkarıldı. “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye
soruldu. Hepsi; “Bela = Evet!” dediler. Sonra hepsi zerreler haline gelip beline
girdiler. Buna “Ahd-ü-Misak” ve “Kalu Bela” denildi. Âdem aleyhisselam ve
hazret-i Havva daha sonra Şam’a geldiler. Burada yirmi defa ikiz evladı oldu.
Bir defa da yalnız Şit aleyhisselam oldu. Neslinden kırk bin kişiyi gördü.
Oğullarına ve torunlarına peygamber olarak gönderildi. Cebrail aleyhisselam
kendisine on iki defa geldi. Kendisine on suhuf (forma) kitap verildi. Bu
kitapta; iman edilecek hususlar, çeşitli diller ve lügatler, her gün bir vakit
namaz kılmak, gusül boy abdesti almak, oruç tutmak, leş, kan, domuz eti yememek,
tıb, ilaçlar, hesab, geometri gibi şeyler bildirildi. Ayrıca fizik, kimya, tıb,
eczacılık, matematik bilgileri öğretildi. İbrani, Süryani ve Arap dillerinde
kerpiç üstüne çok yazı yazıldı.
İlk insanlar, bazı tarihçilerin zannettiği gibi ilimsiz, fensiz, görgüsüz,
çıplak ve vahşi kimseler değildi. Bugün Asya, Afrika çöllerinde ve Amerika
ormanlarında tunç devrindekilere benziyen vahşiler yaşadığı gibi, ilk insanlarda
da bilgisiz basit yaşayanlar vardı. Bundan dolayı ne bugünkü, ne de ilk
insanların hepsi için vahşidir denilemez. Hazret-i Âdem ve ona inananlar
şehirlerde yaşarlardı. Okuma-yazma bilirlerdi. Demircilik, dokumacılık,
çiftçilik, ekmek yapmak gibi san’atları vardı. Altın üzerine para dahi basılmış,
maden ocakları işletilip, çeşitli aletler yapılmıştı.
Âdem aleyhisselamın hiç sakalı yoktu. İlk sakalı çıkan Şit aleyhisselamdır.
Hazret-i Âdem çok güzeldi. Siyah saçlı ve buğday tenliydi. On bir gün hasta
yatıp, bir Cuma günü vefat etti. Âdem aleyhisselam vefat edince, Cebrail
aleyhisselam bir gömlek giydirdi. Şit aleyhisselama yıkamayı öğretti. Yıkayıp
kefenlediler.
Hadis-i şerifte buyruldu ki:
“Âdem aleyhisselam vefat edince, melekler üç defa su ile yıkadılar. Onu
defnettiler. Sonra çocuklarına dönerek, (Ey âdemoğulları! Ölülerinize böyle
yapınız) dediler.”
Şit aleyhisselam imam olup cenaze namazını kıldırdı. Âdem aleyhisselamın kabri;
Kudüs’te, Mina’da, Mescid-i Hif’te veya Arafat’tadır. Hayatını bildiren
rivayetler birbirinden farklıdır.
Hazret-i Âdem, Allah’a ilk hamd ve ilk tövbe edendir. Seçilmişlerin ilki,
yeryüzünde Allahü teâlânın ilk halifesidir.
Birçok mucizeleri vardır. Bunlardan bir kaçı şöyledir:
Yırtıcı, vahşi hayvanlarla konuşurdu. Susuz dağ ve taşlara elini vurunca,
pınarlar fışkırır, temiz sular akardı. Eline aldığı ufak taşlar, yüksek sesle
Allahü teâlâyı zikrederdi.
Âdem aleyhisselamın yaratılması, Cennet’te kalması, Cennet’ten çıkarılarak
yeryüzüne indirilmesi, Kur’an-ı kerimde çeşitli âyet-i kerimelerde
bildirilmiştir.
"Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Âdem Aleyhisselam
üzerine fazileti"
1.Hak Teala, Âdem Aleyhisselam'ın çamurunu kudret eliyle yoğurdu. Peygamber
efendimiz nur-i şerifini ise ondan üçyüzellibin yıl önce nurdan halketti.
2.Âdem Aleyhisselama o gün melekler secde etti. Habib-i Ekrem (sallallahü aleyhi
ve sellem) efendimize ahirette şefaat makamı verildi ki,
bütün peygamberle, meleklere, mü-minlere, kafirlere şefaat eder.
3.Âdem Aleyhisselam tahtını melekler boyunlarına alıp semavatı
gezdirdiler.Kıyamet günü, Âdem Aleyhisselam ve bütün paygamberler, peygamber
efendimizin sancağı altında toplanırlar.
Hz . Âdem Aleyhisselam Duası : "Ey Rabbimiz! Biz kendimize
zulmettik,eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak
ziyana uğrayacaklardan oluruz." (Araf ,7/23)
İlk Hata ve İlk Tevbe (Hz. Âdem) | Muhammed Emin Yıldırım
Muhammed Emin Yıldırım Anlatımıyla , Nimet Yurdundan Zahmet Yurduna Hz. Âdem (as)