Gece yarısından sonra uykudan kalkarak kılınan nafile bir namazdır. Sevabı
çoktur.
Resûlüllah Efendimiz ümmetini teşvik için, şöyle buyurmuşlardır:
"Gece namazına devam ediniz. Zira bu, sizden önceki sâlihlerin âdetidir. Sizi
Rabbinize yaklaştırır. Günahlara keffarettir. Nefsi günahtan alıkor."
Diğer bir hadîs-i şerîfte ise şöyle buyurulur:
"Her kim gece uyanır ve hayat arkadaşını da uyandırır, ikisi birlikte iki rek`at
namaz kılarlarsa, Allahü Teâlâ onları zâkirîn (Allah`ı çok zikreden erkekler) ve
zâkirât (Allah`ı çok zikreden kadınlar) zümresine dahil eder..."
Vakti: Tâbiîn büyüklerinden Esved bin Alkame: "Teheccüd uykudan sonradır,"
demiştir.
Binaenaleyh teheccüd için uyumak şarttır. Zaten İslâm`da hiç uyumaksızın bütün
geceyi ibâdetle geçirmek mekruh sayılmaktadır.
Resûl-i Ekrem (asm) Sahâbeden Abdullah bin Amr`i bütün geceyi ibâdetle geçirme
âdetinden men`etmiş, gecenin sadece bir kısmında ibâdet yapıp kalan kısmında
uyumasını emir buyurmuştur.
Şu halde teheccüdün en faziletli vakti ne zamandır? Müslim`de Ebu Hüreyre`den
rivâyet edilen bir hadîs-i şerîf`te, teheccüd namazının en faziletli ve feyizli
zamanı şöyle bildirilmiştir:
"Farz namazdan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır (teheccüd). Geceyi iki
kısma bölersen; ikinci kısmı namaz için en feyizli zamandır. Eğer üçe bölersen
orta kısmı en mübarek ve faziletli vakittir."
Dâvud (as) geceyi 6 parçaya böler, 4 ve 5. parçalarında gece ibâdeti yapardı.
Resûl-i Ekrem, bu şekilde yapmayı bir hadîs-i şerîf`lerinde medhetmişlerdir.
Hükmü: Teheccüd namazı İsrâ sûresinin 79`uncu âyetiyle Hazret-i Peygamber`e
emredilmiştir.
Tâbiîn müfessirlerinden Mücâhid`in ifadesiyle, teheccüd namazı Resûl-i Ekrem (asm)
için nâfiledir, ziyâde-i sevab (sevabını ziyâdeleştirme) vesilesidir ve ziyâde-i
fazîlettir.
Ümmet için ise gece namazı mendub bir namazdır ve keffâretü`z-zünûbtur, yani,
günahlara keffâret ve mağfirete vesiledir.
Seleften, teheccüd namazının Resûl-i Ekrem için nâfile değil farz olduğunu
söyleyenler de vardır. Nasıl kılınır? Resûl-i Ekrem`in kıldığı teheccüd
namazının kaç rek`at olduğu hususunda muhtelif rivâyetler gelmiştir.
Ebû Eyyûbe`l-Ensarî, iki rek`atta bir selâm vermek üzere 4 rek`at olduğunu
bildirmiştir. Hz. Âişe validemizden gelen rivâyete göre ise,
"Resûlüllah Efendimiz 9 rek`at kılarlardı. Fakat yaşlandıklarında 7 rek`at kılar
olmuşlardır." Meşhur rivâyet budur. 8 rek`at, 16 ve 17 rek`at kıldıkları
rivâyeti de vardır.
Fukahânın ekseriyetine göre, teheccüd namazında kıyâmın uzun olması, çok rükû`
ve secde yapmaktan efdaldir.
Bir kısmı da rükû` ve secdenin çok olmasını daha faziletli görürler.
Bunlar, "İbâdetlerin en faziletlisi ve hayırlısı, rükû` ve secdeleri çok
olandır...." hadîsine istinâd ederler. Bu iki görüşü, şu şekilde te`lif etmek
mümkündür: Kısa namaz sûrelerinden başkasını bilmeyen teheccüd ehli için, rükû`
ve secdenin çok olması, uzun sûreler bilenler için ise, cumhûrun mezhebi, yani,
kıyâmın uzun olması efdaldir. Ümmetin ihtilâfında rahmet olması sırrı da böylece
âşikâr olur.
Namaz Hakkında Bir Hadis : Peygamber efendimiz "Namaz dinin direğidir ." Keşfü'l-Hafa, C. 2, S.31
Namazla İlgili Ayetler
"Namazı kılın, zekatı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin." Bakara
Sûresi 43
"Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin.Şüphesiz namaz, Allah’a
derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir." Bakara Sûresi 45
"Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak
verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar." Bakara Sûresi3