İmanın Esasları, Allah'a inanmak, Meleklere inanmak, Kitaplara inanmak, Peygamberlere inanmak, Ahiret hayatına inanmak, Kaderin, hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine inanmak
İslâm dininin iman esasları ilmihal kitaplarında âmentü terimiyle ifade
edilir. Arapça âmene fiilinin birinci tekil şahsı olan âmentü, "inandım"
demektir. Terim olarak, iman esaslarını kısa ve öz olarak ihtiva eden metni
ifade etmek için kullanılır.
Âmentünün metni şudur:
"Âmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusülihî ve'l-yevmi'l-âhiri ve
bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî minallâhi teâlâ ve'l-ba`sü ba`de'l-mevti hakkun.
Eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne muhammeden abduhû ve rasûlüh"
(Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere,
hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inandım. Öldükten sonra diriliş haktır.
Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna
şahitlik ederim).
Âmentüde belirtilen esasların hepsi Kur'an'da çeşitli ifadelerle yer almıştır:
"...Asıl iyi olan kimse, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaba,
peygamberlere inanan...dır" (el-Bakara 2/177),
"Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr
ederse, şüphesiz derin bir sapıklığa sapmıştır" (en-Nisâ 4/136) meâlindeki
âyetlerde iman esasları Allah'a, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve âhirete
iman olmak üzere beş ilkede toplanmış, kader bunlar arasında zikredilmemiştir.
Ancak bazı âyetlerde (er-Ra`d 13/8; el-Hicr 15/21; el-Furkan 25/2; el-Kamer
54/49) her şeyin Allah'ın takdirine bağlı bulunduğuna dair ifadelerden hareketle
âlimler hayrı ve şerri ile birlikte kadere inanmayı bir iman esası olarak
zikretmişlerdir. Cibrîl hadisinin Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve İbn Mâce
rivayetleri de kader konusunu bir iman esası olarak zikreder. Kader konusunun
iman esaslarını belirten âyetlerde yer almayışı, Allah'ın ilim, irade, kudret ve
tekvîn sıfatlarının kapsamı içinde yer almasına bağlanmalıdır. Çünkü Allah'ın
anılan sıfatlarına gereğince inanan, kadere de inanmış olmaktadır.
Âmentüde yer alan esaslardan Allah'a iman ile kader ve kazâya iman konularında,
vahiyle birlikte aklî-mantıkî açıklama ve ispatlar yapılabileceği, his ve
tecrübeye dayalı bilgilerden yararlanılabileceği kabul edilmiş ise de, âhirete
iman ve meleklere iman konularında bu mümkün görülmemiş, bu hususlarda sadece
vahyin verdiği bilgilere güvenilebileceği belirtilmiştir.
Kuran'ı Kerim:
"Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr
ederse derin bir sapıklığa düşmüş olur."
Nisa 4/136
Hadisi Şerif :
"Allah için seven, Allah için nefret eden, Allah için veren, Allah için tutumlu
olan, îmanını tamamlamıştır."
Ebû» Ümâme radıyAllahu anh. Ebû» Dâvud